click below
click below
Normal Size Small Size show me how
10th grade unit 2
Vocabulary from unit 2
Term | Definition |
---|---|
hang around with friends | gezinmek |
go out of the city | şehir dışına çıkmak |
explore the city | şehri keşfetmek |
arrangement | ayarlama |
book | rezervasyon yaptırmak |
along the lakeside | göl kıyısı boyunca |
let things slide | hayatı akışına bırakmak |
share | paylaşmak |
via | yoluyla |
fight against problems | problemlere karşı savaşmak |
patient | sabırlı |
no sweat, no sweet! | emek yoksa ekmek de yoktur! |
care about | önmesemek |
dormitory | yurt |
make friends | arkadaş edinmek |
get on well | iyi geçinmek |
I hope all is well! | Umarım herşey yolundadır! |
show around | etrafı gezdirmek |
take a city tour | şehir turuna çıkmak |
aviation museum | hava müzesi |
be worth seeing | görmeye değer |
by the way | bu arada |
intention | niyet |
big big hugs! | Kucak dolusu sevgiler |
a couple of days | bir kaç gün |
state hospital | devlet hastanesi |
private hospital | özel hastane |
advise | tavsiye etmek, öğüt vermek |
well-organised | iyi organize olmuş |
claim | iddia etmek |
let river flow | hayatı akışına bırakmak |
however | ancak |
vacation | tatil |
crash into | çarpmak |
damage | zarar vermek |
seriously | ciddi biçimde |
reach a decision | karara varmak |
spontaneously | anında, kendiliğinden |
coolheaded | serin kanlı |
improve | gelişmek |
think carefully | dikkatlice düşünmek |
unexpected situations | beklenmedik durumlar |
fade | solmak |
tutor | özel öğretmen |
trainer | eğitmen |
notice | farkına varmak |
exceptional | fevkalade |
pass by | yanından geçmek |
take off | havalanmak (uçak) |
bird strike | kuş istilası |
fail | başarısız olmak |
attempt | girişimde bulunmak |
invent | icat etmek |
electric light bulb | ampul |
land on | inmek (uçak) |
choice | seçenek |
give up | bırakmak |
victory | zafer |
spill | dökmek |
faint | bayılmak |
by accident | kazara |
rip | sökmek |
be stuck in tree/traffic | ağaçta/trafikte sıkışmak |
poor me! | zavallı ben! |
bump head on the wall | başını duvara çarpmak |
hold on | beklemek |
ice pack | buz torbası |
improve life skills | yaşam becerilerini geliştirmek |
relative | akraba |
spend time together | birlikte vakit geçirmek |
relaxation | rahatlama |
refreshment | yenilenme |
in my opinion | Kanımca |
to me | bana göre |
for me | bana göre |
I think | Bence |
If you ask me, | bana sorarsanız |
consider | detaylıca düşünmek |
feel fed up | bıkkın hissetmek |
although/ though/ even though | ---e rağmen |
need to | gerekli olmak |
First of all, | ilk olarak |
secondly | ikincisi |
next | ayrıca |
finally | son olarak |
furthermore | buna ek olarak |
moreover | dahası |
what is more | dahası |
in addition | bununla birlikte |
also | ayrıca |
besides | bunun yanı sıra |
finally, in a word, in brief, briefly, in conclusion, in the end, in the final analysis, on the whole, thus, to conclude, to summarize, in sum, to sum up, in summary | sonuç olarak |
satisfy | tatmin etmek |
get rid of | başından atmak, kurtulmak |
tent | çadır |
dearest | en yakın |
unforgettable moments | unutulmaz anlar |
topic sentence | giriş cümlesi |
supporting sentence | destekleyici cümle |
concluding sentence | sonuç cümlesi |
think black and white | pozitif ve negatif yönlerini düşünmek |
equal value | eşit değer |
pull out randomly | rastgele çekmek |
rely on | güvenmek |
focus on the present | şu ana odaklanmak, anı yaşamak |
overthink | detaylı düşünmek |
waste time | boşa vakit geçirmek |
exaggerate | abartmak |
keep in mind | aklında tutmak |
otherwise | aksi takdirde |
outer effects | dış etkenler |