click below
click below
Normal Size Small Size show me how
8 MEB UNIT 10
Question | Answer |
---|---|
natural forces | doğal afetler, doğal güçler |
volcano | yanardağ |
earthquake | deprem |
tornado | hortum |
landslide | heyelan, toprak kayması |
drought | kuraklık |
hurricane | kasırga |
tsunami | tsunami, deniz depremi dalgası |
prediction | tahmin |
disaster | afet, felaket |
i think | bence |
erosion | erozyon |
because | çünkü |
destroy | yok etmek |
forest | orman |
so many | pekçok |
plant | bitki, dikmek |
extinct | nesli tükenmek |
future | gelecek |
global warming | küresel ısınma |
reason | sebep |
result | sonuç |
effect | etki |
stop | durdurmak, bırakmak |
heat up | ısınmak, ısıtmak |
planet | gezegen |
fast | hızlı, hızlıca |
cause | sebep olmak, sebep |
such as | gibi, örneğin |
melt | erimek, eritmek |
glacier | buzul |
rise | yükselmek |
sea level | deniz seviyesi |
level | seviye |
decrease | azalmak, azaltmak |
rainforests | yağmur ormanları |
extinction | nesil tükenmesi |
clear | net, açık |
human | insan |
release | salmak, serbest bırakmak |
heat-trapping gases | ısı tutucu gazlar |
as a result of this | bunun sonucunda |
earth | dünya |
climate | iklim |
change | değişmek, değiştirmek |
mean | anlamına gelmek, demek istemek |
extreme | aşırı |
weather condition | hava durumu |
intense | yoğun |
storm | fırtına |
more | daha çok |
rain | yağmur |
drier | daha kuru |
living | canlı |
suffer | -dan çekmek, acı çekmek |
adapt | uyum sağlamak |
cool down | soğumak, serinlemek |
same | aynı |
water shortage | su kıtlığı |
shortage | kıtlık |
waste | israf etmek, boşa harcamak |
should | meli, malı (tavsiye) |
must | meli,malı (zorunluluk) |
source | kaynak |
serious | ciddi |
so | bu yüzden, böylece, öyleyse, öyle, çok |
educate | eğitmek |
use | kullanmak |
less | daha az |
enough | yeterli |
a lot of | çok |
listen | dinlemek |
news | haber |
great | büyük, harika |
nearly | neredeyse |
disappear | yok olmak, gözden kaybolmak |
enormous | muazzam, devasa, kocaman |
destruction | yıkım, tahribat |
area | alan |
moreover | üstelik, bundan başka |
also | ayrıca |
provide | sağlamak |
for | için |
life | hayat |
without | olmadan |
photosynthesis | fotosentez |
end | son |
cope with | başa çıkmak |
take precaution | önlem almak |
precaution | önlem |
individually | bireysel olarak |
significant | kayda değer, önemli |
as a whole | topluca, tamamen |
world | dünya |
shoulder responsibility | elini taşın altına koymak, sorumluluk yüklenmek |
responsibility | sorumluluk |
save | korumak, kurtarmak, tasarruf etmek, biriktirmek |
important | önemli |
topic | konu |
avalanche | çığ |
flood | sel |
breaking news | son dakika haberi |
destructive | yıkıcı, tahrip edici |
heavily rain | şiddetli yağmur, bardaktan boşanırcasına yağmur |
look for | aramak |
boy | erkek çocuk |
injured | yaralı |
survivor | hayatta kalan |
bored | sıkılmış |
frightened | korkmuş |
worker | işçi |
municipality | belediye |
effort | çaba |
rescue efforts | kurtarma çalışmaları |
deforestation | orman tahribatı |
speed | hız |
produce | üretmek |
pollute | kirletmek |
increase | artmak, artırmak |
run out | bitirmek, tüketmek, bitmek |
become | olmak |
greater | daha büyük |
amount | miktar |
value | değer |
etc. | vb. |
or | ya da, yoksa |
something | birşey |
happen | olmak, meydana gelmek |
damage | zarar vermek, zarar, hasar |
badly | kötü bir şekilde |
create | oluşturmak |
add | eklemek, katmak |
dirty | kirli |
harmful | zararlı |
substance | madde |
land | kara, arazi, toprak, inmek (uçak), karaya çıkmak |
supply | tedarik, malzeme, stok, erzak, tedarik etmek, sağlamak |
nature | doğa |
use up | tüketmek |
resource | kaynak |
irresponsibly | sorumsuzca |
cut down | kesmek |
tree | ağaç |
environment | çevre |
lung | akciğer |
rate | oran |
higher | daha yüksek |
temperature | sıcaklık |
a little | biraz |
whole | tüm, bütün |
recyclable | geri dönüştürülebilir |
product | ürün |
otherwise | yoksa, aksi takdirde |
die out | yok olmak |
eco friendly | çevre dostu |
how often | ne sıklıkta |
recycle | geri dönüştürmek |
trash | çöp |
switch off the lights | ışıkları kapatmak |
light | ışık |
leave | ayrılmak, bırakmak |
rechargeable battery | şarj edilebilir pil |
battery | pil |
bottled | şişelenmiş |
energy saving light lamps | enerji tasarruf eden lambalar |
lamp | lamba |
turn of | kapatmak |
while | -ken |
brush teeth | dişleri fırçalamak |
renewable energy | yenilenebilir enerji |
both sides of a sheet of paper | kağıtın her iki tarafı |
side | taraf, yan |
both | her ikisi de |
paper bag | kese kağıdı, kağıt çanta |
well done | aferin |
true | doğru, gerçek |
pay more attention | daha çok dikkat etmek |
attention | dikkat |
be careful | dikkatli olmak |
careful | dikkatli |
mostly | çoğunlukla |
protect | korumak |
rubbish | çöp |
powerful | güçlü, kuvvetli |
approach | yaklaşmak |
coast | sahil |
manmade | suni, insan yapımı |
threaten | tehdit etmek |
wave | dalga |
hit | vurmak |
village | köy |
erupt | patlamak, püskürmek (volkan) |
at any time | her an |
scientist | bilim insanı |
warn | uyarmak |
widespread | geniş çapta |
main | ana, temel |
misused | hatalı kullanılmış |
agricultural | tarımsal |
factor | faktör, etmen |
get narrow | daralmak |
narrow | dar |
balance | denge |
get worse | kötüleşmek, daha da kötüye gitmek |
local time | yerel saat |
huge | dev, çok büyük |
magnitude | büyüklük |
reach | ulaşmak, uzanmak |
northeast | kuzeydoğu |
unfortunately | malesef |
thousands of people | binlerce insan |
lose | kaybetmek |
country | ülke |
think | düşünmek |
prepare | hazırlamak |
emergency kit | acil durum araç-gereçleri |
i mean | demek istiyorum ki, demek istediğim |
idea | fikir |
parent | anne baba, ebeveyn |
reduce | azaltmak |
throw | atmak, fırlatmak |
most of | -nın çoğu |
opinion | fikir |
in my opinion | bana göre, benim fikrime göre |
next | bir sonraki, gelecek |
generation | nesil |
room | oda |
before | önce |
late | geç |
worst | en kötü |
past | geçen, geçmiş |
explain | açıklamak |
new | yeni |
study | çalışma |
according to | -e göre |
witness | şahit olmak |
begin | başlamak |
affect | etkilemek |
many | birçok |
including | dahil omak üzere |
underline | altını çizmek |
difference | fark |
between | arasında |
against | -e karşı |
motto | slogan, özlü söz |
data | veri, bilgi |
include | içermek |
decrease | azaltmak, azaltmak |
extinct | nesli tükenmiş |
traeatment | tedavi, davranış |