click below
click below
Normal Size Small Size show me how
8 MEB UNIT 8
Question | Answer |
---|---|
chore | ev işi, ayak işleri |
clean up the house | evi temizlemek |
load the dishwasher | bulaşık makinesini doldurmak |
empty the dishwasher | bulaşık makinesini boşaltmak |
dishwasher | bulaşık makinesi |
make the bed | yatağını düzenlemek, yatak yapmak |
set the table | masayı kurmak |
take out the garbage | çöpü dışarı atmak |
garbage | çöp |
trash | çöp |
take out the trash | çöpü dışarı atmak |
do the chores | ev işleri yapmak |
wash the dishes | bulaşıkları yıkamak |
dry the dishes | bulaşıkları kurulamak |
cook the dinner | akşam yemeğini pişirmek |
responsible for | sorumlu olmak |
wife | hanım eş |
always | daima |
do the laundry | çamaşır yıkamak |
the weekends | haftasonları |
weekend | haftasonu |
iron the clothes | çamaşırları ütülemek |
husband | koca, eş |
vacuum the floor | elektrikli süpürge ile yerleri süpürmek |
obligation | zorunluluk |
room | oda |
diary | günlük |
sacrifice feast eve | kurban bayramı arefesi |
relative | akraba |
mop the floor | yerleri paspaslamak |
floor | yer, zemin |
look after little sister | küçük kız kardeşe bakmak, ilgilenmek |
seem | gibi görünmek |
hard | zor, sıkı, sert |
elder brother | abi |
water the plants | bitkileri sulamak |
necessary | gerekli |
tidy up room | odayı toplamak |
housework | ev işi |
respect someone's rights | birisinin haklarına saygı duymak |
right | hak |
tidy | düzenli |
neat | tertipli, düzenli, temiz |
raise hand | el kaldırmak |
arrive on time | zamanında varmak, gelmek |
return | iade etmek, geri dönmek |
keep quiet | susmak, sessiz olmak |
disturb | rahatsız etmek |
responsibility | sorumluluk |
duty | görev, iş |
in turn | sırayla |
pay the bills | faturaları ödemek |
bill | fatura |
fall | düşmek |
i hope | umarım |
keep promise | sözünü tutmak |
exactly | tam olarak, tamamen |
really | gerçekten |
i'm sure | eminim |
feel | hissetmek |
great | harika |
task | görev, ödev |
find | bulmak |
enjoyable | eğlenceli |
from now on | şu andan itibaren |
clean the windows | camları silmek |
once a week | haftada bir |
regularly | düzenli olarak , sürekli |
have fun | eğlenmek |
on time | zamanında |
cook meals | yemekleri pişirmek |
meal | yemek |
delicious | lezzetli |
generally | genellikle |
special interest | özel ilgi |
interest | ilgi |
plant | bitki, dikmek |
to do list | yapılacaklar listesi |
break promise | sözünden dönmek |
sweep the leaves in the garden | bahçedeki yaprakları süpürmek |
leaf | yaprak |
difficult | zor |
boring | sıkıcı |
hang out the clothes | çamaşırları asmak |
many | birçok |
only | sadece |
feed the cat | kediyi beslemek |
enjoy | sevmek, hoşlanmak, eğlenmek, tadını çıkarmak |
easier | daha kolay |
go shopping | alışverişe gitmek |
share | paylaşmak |
as | olarak, gibi |
tired | yorgun |
finish | bitirmek |
kitchen | mutfak |
meat | et |
dessert | tatlı |
too | de, da |
ready | hazır |
welcome | karşılamak |
guest | misafir |
doorbell | kapı zili |
ring | çalmak (zil) |
continue | devam etmek |
have to | zorunda olmak |
write | yazmak |
before | önce |
outdoor tasks | dışarı işleri |
prepare the dishes | yemekleri hazırlamak |
take care of | bakmak, ilgilenmek |
do the ironing | ütü yapmak |
in charge of | sorumlu |
too many | çok fazla |
ask question | soru sormak |
household chores | ev işleri |
rule | kural |
library | kütüphane |
work hard | sıkı çalışmak |
do the best | elinden geleni yapmak |
dust the furniture | mobilyaların tozunu almak |
also | ayrıca |
shelf | raf |
dust the shelves | rafların tozunu almak |
do the grocery shopping | market alışverişini yapmak |
however | ama |
furniture | mobilya |
worth eating | yemeye değer |
moreover | üstelik, bundan başka |
prepare shopping list | alışveriş listesi hazırlamak |
so | bu yüzden, böylece, öyleyse, öyle, çok |
peaceful | huzurlu, barışçıl |
flat | aprtman dairesi, düz |
instead of | yerine |
at the same time | aynı zamanda |
tradition | gelenek |
own | kendi, sahip olmak |
education news | eğitim haberleri |
themselves | (onlar) kendileri, kendi kendilerine |
janitor | kapıcı, hademe |
important | önemli |
moral responsibility | ahlaki sorumluluk |
take off | (kıyafet) çıkarmak, (uçak) havalanmak |
enter | girmek |
wear | giymek |
slippers | terlik |
periodically | düzenli aralıklarla |
dirty | kirli |
warn | uyarmak |
become | olmak |
habit | alışkanlık |
affect | etkilemek |
characteristic features | karakteristik özellikler |
feature | özellik |
get ready | hazırlanmak |
real world | gerçek dünya |
rubbish | çöp |
forever | sonsuza dek |
family | aile |
feel good | iyi hissetmek |
enough time | yeterli zaman |
busy | meşgul |
hang up the clothes | çamaşırları asmak |
decorate | süslemek |
clean the bathroom | banyoyu temizlemek |
grill a steak | ızgarada biftek pişirmek |
hang out the laundry | çamaşır asmak |
for example | örneğin |