click below
click below
Normal Size Small Size show me how
Teog Ready Unit 2
Teen Life
Term | Definition |
---|---|
Teen life | Genç yaşam |
Hiking | Doğa yürüyüşü |
Mountain biking | Dağ bisikleti |
Bossaball | Futbol ve voleybolun birleştiği spor |
Snowshoeing | Kar yürüyüşü |
Zorbing | Büyük plastik bir top içinde yüksek noktadan aşağı yuvarlanma sporu |
Snow tubing | Şişme bot üzerinde kar üzerinde kayma |
Exciting | Heyecan verici |
Interesting | İlginç |
Unusual | Olağan dışı, tuhaf |
Trendy | Popüler, modaya uygun |
Ridiculous | Gülünç |
Boring | Sıkıcı |
Try | Denemek |
I think | Bence |
Handlebar | Bisiklet direksiyonu |
Seat | Bisiklet oturağı |
Mudguard | Çamurluk |
Gear | Vites |
Chain | Zincir |
Pedal | Pedal |
Tire | Tekerlek |
Brake | Fren |
Frame | Bisiklet kadrosu, bisiklet iskeleti |
Brake lever | Fren tutacağı |
Hang out with friends | Arkadaşlarla dışarıda takılmak |
Outside sport | Açık hava sporu |
Such as | Örneğin |
Camping | Kamp yapma |
Jogging | Hafif koşu |
Cycling | Bisiklete binme |
Silver | Gümüş rengi |
Comfortable | Rahat |
Any | Hiç |
Different | Farklı |
Place | Yer |
Riverside | Nehir kenarı |
Near | Yakınında |
Neighborhood | Yakın çevre |
The best thing | En iyi şey |
Exercise program | Egzersiz programı |
Good for health | Sağlık için iyi |
Make | Yapmak |
Leg | Bacak |
Stronger | Daha güçlü |
Also | Ayrıca |
Good at | Bir konuda iyi olmak |
Fix | Tamir etmek |
Talk | Konuşmak |
Daily routines | Günlük yapılan işler |
Walk | Yürümek |
Take the bus | Otobüse binmek |
Drive to work | İşe araba ile gitmek |
Get up | Uyanmak |
Early | Erken |
Have lunch | Öğle yemeği yemek |
What time | Saat kaçta |
What does she have for breakfast | O kahvaltıda ne yer |
Honey | Bal |
Late | Geç |
At noon | Öğle vakti |
At midnight | Gece yarısı |
At night | Gece |
Always | Her zaman |
Usually | Genellikle |
Often | Sık sık |
Sometimes | Ara sıra |
Hardly ever | Binde bir, neredeyse hiç |
Never | Asla |
Meet | Buluşmak |
Pancake | Gözleme, krep |
Stay up late | Geç saate kadar uyanık kalmak |
Parents | Anne ve baba |
Live | Yaşamak |
Work | Çalışmak |
Outside the city | Şehir dışında |
Study | Öğrenim görmek |
Take to school | Okula götürmek |
High school | Yüksek okul, lise |
Little far away | Biraz uzak |
Have a shower | Duş almak |
Brush teeth | Diş fırçalamak |
Have breakfast | Kahvaltı yapmak |
Egg | Yumurta |
Cheese | Peynir |
Orange juice | Portakal suyu |
Go to work | İşe gitmek |
Do homework | Ev ödevi yapmak |
After | Sonra |
Start | Başlamak |
Leave | Ayrılmak, çıkmak |
When I get home | Eve ulaştığımda |
Rest | Dinlenmek |
For a while | Bir süreliğine |
Have dinner | Akşam yemeği yemek |
Listen to music | Müzik dinlemek |
Go to bed | Yatağa gitmek |
Sleep | Uyumak |
Before | Önce |
What time do you usually get up | Genellikle saat kaçta uyanırsın |
What do you have at breakfast | Kahvaltıda ne yersin |
What do you do after school | Okuldan sonra ne yaparsın |
What time do you do your homework | Ödevini saat kaçta yaparsın |
What time do you usually go to bed | Genellikle saat kaçta yatağa gidersin |
Energetic | Canlı, hareketli |
Fun | Eğlenceli |
Loud | Gürültülü, yüksek sesli |
Boring | Sıkıcı |
Unbearable | Dayanılmaz, katlanılmaz |
What kind of music do you like listening to | Ne tür müzik dinlemeyi seversin |
Mostly | Çoğunlukla |
Ticket | Bilet |
Show | Gösteri |
Song | Şarkı |
Terrific | Mükemmel, çok güzel |
Impressive | Etkileyici |
Voice | Ses |
Tomorrow | Yarın |
What do you think | Ne düşünüyorsun |
Singer | Şarkıcı |
Band | Bando, grup |
Problem | Sorun |
Prefer | Tercih etmek |
Live music show | Canlı müzik gösterisi |
Go to beach | Sahile gitmek |
Read the news online | Haberleri internetten okumak |
Be alone | Yalnız olmak |
Wear | Giymek |
Fashion clothes | Moda kıyafetler |
Casual clothes | Günlük kıyafetler |
I can't hear the singer | Şarkıcıyı duyamıyorum |
How often do you get up early | Ne sıklıkta erken uyanırsın |
Every day | Her gün |
Once | Bir kere |
Twice | İki kere |
Three times | Üç kere |
Week | Hafta |
Month | Ay |
Eat fruit | Meyve yemek |
Fast food | Hızlı yiyecek |
Junk food | Besin değeri az yiyecek |
Read a book | Kitap okumak |
Magazine | Dergi |
With | İle |
Headphones | Kulaklık |
Leave room untidy | Odayı dağınık bırakmak |
Good habit | İyi alışkanlık |
Don't forget to enjoy yourself | Kendini eğlendirmeyi unutma |
Forget | Unutmak |
Bad habit | Kötü alışkanlık |
Quite good | Oldukça iyi |
It's time to change your lifestyle | Yaşam tarzını değiştirmenin vakti geldi |
Ride a bike | Bisiklete binmek |
Go out | Dışarı çıkmak |
Pasta | Makarna |
Meet friends | Arkadaşlarla buluşmak |
Surf on the Net | İnternette sörf yapmak |
Hairdresser | Kuaför |
Barber | Berber |
Weekdays | Hafta içi günler |
Butter | Tereyağı |
Web site designer | Web site tasarımcısı |
Sing in the choir | Koroda şarkı söylemek |
Art class | Resim sınıfı, sanat dersi |
Help | Yardım etmek |
Clean the room | Odayı temizlemek |
Wash the dishes | Bulaşıkları yıkamak |
Around nine | Dokuz civarında |
Visit | Ziyaret etmek |
Grandparents | Büyük anne ve büyük baba |
How do you go to school | Okula nasıl gidersin |
Actually | Aslında |
School orchestra | Okul orkestrası |
Term | Dönem, yarı yıl |
Again | Tekrar |
You're right | Haklısın |
That may be a good idea | Bu iyi bir fikir olabilir |
But to be honest | Fakat dürüst olmak gerekirse |
Martial arts | Dövüş sporları |
Cool | İyi, mükemmel |
Why don't you try it | Neden denemiyorsun |
Want to | İstemek |
Find | Bulmak |
Tutor | Eğitmen, öğretmen |
Good at | İyi olmak |
Good at playing tennis | Teniste iyi olmak |
I guess so | Sanırım öyle |
Why do you ask | Niçin soruyorsun |
Can't stand | Dayanamamak, katlanamamak |
Work out | Antrenman yapmak |
Teach | Öğretmek |
Gym | Spor salonu |
Tennis tournament | Tenis turnuvası |
I need to keep fit | Formda kalmaya ihtiyacım var |
Practice | Pratik yapmak |
Coach | Koç, eğitmen |
Weekend | Hafta sonu |
What do you enjoy doing in your free time | Boş zamanında ne yapmayı seversin |
Lesson | Ders |
Letter | Mektup |
New | Yeni |
Pen pal | Mektup arkadaşı |
Live | Yaşamak |
Subject | Ders, konu |
Science | Fen Bilimleri |
History | Tarih |
Geography | Coğrafya |
Drum | Davul, bateri |
Make deal | Anlaşma yapmak |
Write | Yazmak |
Tell | Anlatmak |
About | Hakkında |
Life | Yaşam |
What is your family like | Ailen nasıldır |
I hope to hear from you soon | Kısa süre içinde senden haber almayı umuyorum |
Best wishes | En iyi dileklerimle |
Date | Tarih |