click below
click below
Normal Size Small Size show me how
Teog Ready Unit 1
Friendship
Term | Definition |
---|---|
Friendship | Arkadaşlık |
Like | Sevmek, hoşlanmak |
With | İle |
Have parties | Parti yapmak |
Drink something at a café | Kafede bir şeyler içmek |
Go for walk | Yürüyüşe gitmek |
Play sports | Spor yapmak |
Go to the movie | Sinemaya gitmek |
Study together | Beraber ders çalışmak |
Go to the concert | Konsere gitmek |
Go to the play | Tiyatroya gitmek |
Eat out | Dışarıda yemek yemek |
Go to the shopping mall | Alışveriş merkezine gitmek |
Play computer games | Bilgisayar oyunu oynamak |
Watch movies at home | Evde film izlemek |
What do they like doing together? | Onlar beraber ne yapmayı severler? |
Just sit and chit chat | Sadece oturup muhabbet etmek |
Other things | Diğer şeyler |
Movie type | Film türü |
It's Mike calling | Telefondaki Mike |
Say | Söylemek |
Are you busy tomorrow evening? | Yarın akşam meşgul müsün? |
Busy | Meşgul |
No, not at all | Hayır, hem de hiç |
I'm not going to do anything | Hiçbir şey yapmayacağım |
Why | Niçin, neden |
Would you like to come over tomorrow | Yarın uğramak ister misin |
Have | Sahip olmak |
Great | Harika, mükemmel |
What types of movies | Ne tür filmler |
Not, really | Aslında tam olarak değil |
What about sci-fi movies | Bilim kurgu filmine ne dersin |
Thrillers | Gerilim filmi |
My favorite | En sevdiğim |
So | Öyleyse, o zaman |
See you in the evening | Akşama görüşürüz |
Romance | Duygusal / Romantik film |
Sci-fi | Bilim Kurgu |
What kind of movies do you like watching | Ne çeşit filmleri izlemeyi seversin |
What do you want to do tonight | Bu gece ne yapmak istersin |
See a movie | Film seyretmek |
Movie theater | Sinema salonu |
What time does it start | Saat kaçta başlıyor |
Long | Uzun |
Last | Sürmek (süre olarak) |
More than two hours | İki saatten fazla |
Come | Gelmek |
Pick me up | Beni araba ile al |
Will you pick me up? | Beni araba ile alır mısın? |
Take | Almak |
What are you going to do this evening | Bu akşam ne yapacaksın |
Mostly | Çoğunlukla |
Tonight | Bu gece |
Do you have any plans for the afternoon | Öğleden sonra için hiç planın var mı |
Nothing special | Özel bir şey yok |
Enjoy | Sevmek |
Excuse | Mazeret, bahane |
Making excuse | Mazeret bulma |
I'm busy that night | O gece meşgulüm |
I'm going to visit my uncle | Amcamı ziyaret edeceğim |
I'm not feeling well | İyi hissetmiyorum |
I have to study then | O zaman çalışmak zorundayım |
My favorite movie is on that night | O gece en sevdiğim film var |
I have to stay at home | Evde kalmak zorundayım |
I'm going to wash my hair | Saçlarımı yıkayacağım |
Good excuse | İyi bahane |
Bad excuse | Kötü bahane |
Accept | Kabul etmek |
Refuse | Reddetmek |
Invitation | Davet |
Invite | Davet etmek |
I'd like to, but | İsterim, fakat |
I'm sorry, but I can't | Üzgünüm, fakat yapamam |
What are you doing tonight | Bu gece ne yapıyorsun |
Would you like to go out | Dışarı çıkmak ister misin |
Can we go to cinema | Sinemaya gidebilir miyiz |
Late show | Gece programı |
I'm not going to do anything | Hiçbir şey yapmayacağım |
We are having friends over | Arkadaşlarımızı misafir ediyoruz |
Come over for a drink | İçecek için uğramak |
Future plans | Gelecek planları |
Arrangement | Düzenleme, plan |
What are you doing tomorrow | Yarın ne yapıyorsun |
I'm going to visit my cousin | Kuzenimi ziyaret edeceğim |
Soccer match | Futbol maçı |
Go out of city | Şehir dışına çıkmak |
Town | Kasaba |
Meet friends | Arkadaşlarla buluşmak |
Visit relatives | Akrabaları ziyaret etmek |
Study for an exam | Sınav için çalışmak |
Go shopping | Alışverişe gitmek |
Where are you going to go | Nereye gideceksin |
Something fun | Eğlenceli bir şeyler |
Physically active | Fiziksel olarak aktif |
Because | Çünkü |
Barbecue | Mangal |
Birthday party | Doğum günü partisi |
Volleyball tournament | Voleybol turnuvası |
Nature walking | Doğa yürüyüşü |
Soccer match | Futbol maçı |
Bicycle race | Bisiklet yarışı |
Computer game tournament | Bilgisayar oyunu turnuvası |
Classmate | Sınıf arkadaşı |
Join | Katılmak |
Concert | Konser |
How are you doing | Nasılsın |
Organize | Düzenlemek |
Weekend | Hafta sonu |
Maybe later | Belki daha sonra |
Take care | Kendine iyi bak |
Say hello | Selam söyle |
Help | Yardım etmek |
Clean the house | Evi temizlemek |
Guest | Misafir |
No matter | Sorun değil |
Letter | Mektup |
Who is the invitation for | Davet kimin için |
What's the invitation about | Davet ne hakkında |
Sender | Gönderici |
Receiver | Alıcı |
All is well | Her şey yolunda |
I'm sure | Eminim |
I guess | Sanırım |
Difficult | Zor |
Get off | Araçtan inmek |
Bus | Otobüs |
Please | Lütfen |
Know | Bilmek |
Or | Veya |
See you soon | Görüşürüz |
And then | Daha sonra |
There | Orada |
About 10 | 10 civarında |
Something to eat | Yiyecek bir şeyler |
Love | Sevgiler |
Why don't you join | Niçin katılmıyorsun |
Cheers | Hoşça kal |
Date | Tarih |
Request | Rica, istek |
Event | Olay, etkinlik |
Place | Yer |
Have something in common | Ortak bir şeylere sahip olmak |
Have the same interests | Aynı ilgi alanlarına sahip olmak |
Back someone up | Destek olmak, yardım etmek |
Stranger | Yabancı |
Someone you don't know | Bilmediğin birisi |
Buddy | Dost, kanka |
Get on well with | İyi geçinmek |
Like each other | Birbirini sevmek |
Some friends | Bazı arkadaşlar |
Life | Yaşam |
A short time | Kısa zaman |
Others | Diğerleri |
Stay forever | Sonsuza dek kalmak |
Think | Düşünmek |
I think | Bence |
About | Hakkında |
Closest friend | En yakın arkadaş |
Like your brother or sister | Kardeşin gibi |
Always | Her zaman |
Never | Asla |
Lie | Yalan söylemek |
Sometimes | Ara sıra |
Argue | Tartışmak |
Most of the time | Çoğu zaman |
True friend | Gerçek dost |
What turns a stranger into a true friend | Yabancı birini gerçek dosta ne dönüştürür |
Become | Olmak |
If | Eğer |
Spend time | Zaman harcamak |
That may be true | Bu doğru olabilir |
Happen | Olmak, meydana gelmek |
Share | Paylaşmak |
Similar | Benzer |
Likes and dislikes | Sevilen ve sevilmeyen şeyler |
See a part of ourselves in our friends | Arkadaşlarımızda kendimizden parça görmek |
Friendship is one mind in two bodies | Arkadaşlık benzer fikirlere sahip olmaktır |
Come in | İçeriye girmek |
Feel at home | Kendini evinde hisset |
Enjoy yourself | Keyfine bak |
I'm not hungry | Aç değilim |
Cookie | Kurabiye |
Movie collection | Film koleksiyonu |
Great idea | Harika fikir |
What do you have in your mind | Aklında ne var |
What do you think about English | İngilizce hakkında ne düşünüyorsun |
Do we have another choice | Başka seçeneğimiz var mı |
Drama | Dram filmi |
That's better | Bu daha iyi |
Let's watch | Haydi izleyelim |
There is | Vardır (tekil isimlerde) |
Shall we meet after five | Beşten sonra buluşalım mı |
Until five o'clock | Saat beşe kadar |
There are | Vardır (çoğul isimlerde) |
Outside the city | Şehir dışında |
Tomorrow | Yarın |
Team | Takım |
Live show | Canlı gösteri |
Important | Önemli |
Perform | Gösteri düzenlemek |
What's the event | Etkinlik nedir |
Who is organizing | Kim organize ediyor |
Who is it for | Kimin için |
Who is responsible for the music | Müzikten kim sorumlu |
I don't have any plans | Hiç planım yok |
Why do you ask | Niçin soruyorsun |
Sure | Tabii ki |
That sounds like fun | Eğlenceli görünüyor |
I hope | Umarım |
Big surprise | Büyük sürpriz |
Can I bring anything | Bir şeyler getirebilir miyim |
We have already planned | Biz çoktan planladık |
Responsible for | Sorumlu olmak |
Large | Geniş |
Got it | Anlaşıldı |
Hope you can make it | Umarım gelebilirsin |
Time | Zaman |
Action movie | Aksiyon filmi |
I'm not really into action films | Aksiyon filmlerini sevmem |
Sounds good | Kulağa hoş geliyor |
What a nice day | Ne güzel bir gün |
Graduation party | Mezuniyet partisi |
Are you free now | Şimdi boş musun |
Gym | Spor salonu |
I feel like eating pasta | Canım makarna yemek istiyor |
Happy | Mutlu, sevinçli |
Glad | Mutlu |
Promise | Söz vermek |
Swear | Söz vermek, ant içmek |
Depressed | Üzüntülü, durgun |
Sad | Üzgün |
Feel blue | Üzgün hissetmek |
Imagine | Hayal etmek |
Think of | Hayal kurmak |
Visit for a short time | Kısa süreli ziyaret |
Call on | Uğramak |
Poem | Şiir |
Especially | Özellikle |
Space | uzay |
count on | güvenmek |
depend on | güvenmek |