click below
click below
Normal Size Small Size show me how
UNIT 1 - FENOMEN
ENG | TR |
---|---|
helpful | yardımsever |
supportive | destekleyici |
amusing | eğlenceli |
honest, truthful | dürüst, içten |
reliable | güvenilir |
countable | güvenilir |
trustworthy | güvenilir |
dependable | güvenilir |
understanding | anlayışlı |
tactful | ince düşünceli, anlayışlı |
kind | kibar, nazik |
adventurous | maceracı |
caring | ilgili, şefkatli |
fair | adil |
determined | kararlı |
generous | cömert |
count on | güvenmek |
depend on | güvenmek |
trust | güvenmek |
rely on | güvenmek |
tell the truth | doğruyu söylemek |
tell a lie | yalan söylemek |
never tell lie | asla yalan söylememek |
always tell lie | her zaman yalan söylemek |
get on well with | iyi geçinmek |
have a good relationship | iyi bir ilişkiye sahip olmak |
support each other | birbirini desteklemek |
help each other | birbirine yardım etmek |
back each other up | birbirine arka çıkmak |
keep secret | sır tutmak |
share secret | sır paylaşmak |
never share secret | asla sır paylaşmamak |
have something in common | ortak noktaya sahip olmak |
do same things | aynı şeyleri yapmak |
have similar interests | benzer ilgi alanlarına sahip olmak |
have same interets | aynı ilgi alanlarına sahip olmak |
have a great time together | birlikte harika zaman geçirmek |
unreliable | güvenilmez |
sneaky | sinsi |
stubborn | inatçı |
selfish | bencil |
self-centered | ben merkezci, bencil |
arrogant | kendini beğenmiş, kibirli |
snob | züppe, kibirli |
mean | kaba, cimri |
aggressive | agresif |
bad-tempered | kötü huylu, aksi |
laid-back | umursamaz |
jealous | kıskanç |
different | farklı |
boring | sıkıcı |
argue | tartışmak |
discuss | tartışmak |
cool | havalı, harika |
attractive | çekici |
buddy | kanka, dost |
mate | kanka, dost |
close friend | yakın arkadaş |
best friend | en iyi arkadaş |
true friend | gerçek arkadaş |
quotation | alıntı |
forget | unutmak |
spend time | zaman geçirmek |
letter | mektup |
invitation | davet |
synonym | eş anlamlı |
antonym | zıt anlamlı |
Would you like to...? | ... ister misin? |
Shall I/we...? | ... yım mı? / ... lım mı? |
Why don't we/you ...? | Neden ... mıyoruz? |
What about...? | ... ya ne dersin? |
How about...? | ... ya ne dersin? |
Let's... | Hadi ...lım. |
Sure. | Tabiki, elbette. |
Of course. | Tabiki, elbette. |
that would be great | Bu harika olur |
I'd love to | İsterim. |
Yes, I would. | Evet, isterim. |
I'll definitely be there. | Kesinlikle orada olacağım. |
I can't refuse. | Reddedemem. |
I can't miss this chance. | Bu şansı kaçıramam. |
Why not? | Neden olmasın? |
That sounds ... | Kulağa ... geliyor. |
That's awesome. | Bu harika. |
This idea sounds great. | Bu fikir kulağa harika geliyor. |
I'm busy, but I can't say "no". | Meşgulüm ama hayır diyemem. |
I'm busy, but I can't refuse. | Meşgulüm ama reddedemem. |
I'm sorry but I can't. | Üzgünüm ama yapamam. |
Sorry, but I can't accept it. | Üzgünüm ama bunu kabul edemem. |
I'm afraid, I can't. | Korkarım yapamam. |
I'd love to, but I can't. | İsterim ama yapamam. |
No, thanks. | Hayır, teşekkürler. |
Sorry, but I can't say "yes". | Üzgünüm ama evet diyemem. |
accept | kabul etmek |
refuse | reddetmek |
offer | teklif |
suggestion | öneri |
excuse | mazeret, bahane |
by giving an excuse | mazeret vererek |
without giving an excuse | mazeret vermeden |
without an excuse | mazeretsiz |
apologise | özür dilemek |
ask for detail | detay sormak |
receiver | alıcı |
invitee | davetli |
type | tür, çeşit |
kind | tür, çeşit |
sort | tür, çeşit |
genre | tür, çeşit |
date | tarih |
time | saat / zaman |
place | yer |
price, fee | ücret |
deadline | süre sonu |
until | -e kadar |
hope | ummak |
expect | ummak |
cheers | hoşcakal |
sender | gönderen |
inviter | davet eden |
reason | sebep |
what type | ne tür |
what kind | ne tür |
what sort | ne tür |
what genre | ne tür |
where | nerede |
when | ne zaman |
what time | saat kaçta |
how long | ne kadar süre / ne kadar uzun |
why | neden / niçin |
how | nasıl |
who | kim |
whose | kimin |
which | hangi |
contact | iletişim kurmak |
vacation | gezi / tatil |
who else | başka kim |
what else | başka ne |
meet friends | arkadaşlarla buluşmak |
skate | paten yapmak |
have a picnic | piknik yapmak |
cycling | bisiklet sürme |
do sports | spor yapmak |
have a party | parti vermek |
give a party | parti vermek |
throw a party | parti vermek |
organise a party | parti organize etmek |
see an exhibition | sergiye gitmek |
attend a book fair | bir kitap fuarına katılmak |
attend a science fair | bir bilim fuarına katılmak |
eat out | dışarıda yemek yemek |
have a barbeque | barbekü yapmak / mangal yapmak |
go to the amusement park | eğlence parkına gitmek |
see a play | bir tiyatro oyunu izlemek |
watch a movie | bir film izlemek |
watch a film | bir film izlemek |
movie theatre | sinema |
theatre | tiyatro |
drawing | çizim |
painting | resim |
sculpture | heykeltraş |
art exhibition | sanat sergisi |
art gallery | sanat galerisi |
comedy | komedi |
horror | korku |
animation | animasyon |
drama | dram |
science fiction | bilim kurgu |
western | batı filmleri, kovboy |
thriller | gerilim |
romance | romantik |
action | aksiyon |
suitable | uygun |
appropriate | uygun |
mention | bahsetmek |
below | aşağıda |
above | yukarıda |
result | sonuç |
according to | -e göre |
table /chart | tablo |
respond | cevap vermek |
response | cevap |
answer | cevap vermek |
reply | cevap vermek |
no information | bilgi yoktur |
related | alakalı |
how many | kaç tane |
how much | ne kadar |
complete | tamamlamak |
characteristic | karakter |
personal | kişisel |
comment | yorum |
describe | tarif etmek |
questionnaire | anket |
survey | anket |
when(bağlaç) | -dığında, -dığı zaman |
while | -iken |
before | önce |
after | sonra |
which of the following | aşağıdakilerden hangisi |
sentence/statement | cümle |
have an answer | cevabı vardır |
NOT have an answer | cevabı yoktur |
together | birlikte |
both ... and ... | hem ... hem de ... |
purpose | amaç |
ask for clarification | açıklama istemek |
DOESN'T MATCH | eşleşmez |
belong to | ait olmak |
conversation | diyalog/konuşma |
change places | yer değiştirmek |